Fayans ve seramik işleri

Banyoları,Wcleri,bazen salonları,sık olarak mutfakları ve suyla haşir neşir olan alanlarda sıkça kullandığımız fayans. İşleriniz için bizden fiyat alabilirsiniz ama önce fayans nedir? Fayans neye yarar gibi sorularınıza cevap bulalım.
Fayans aslında seramiktir ama daha modernleştirirsek; Fayans adını İtalya’nın seramikleri ile ünlü şehri Faenza’dan almıştır.

Fayans Bileşimi

Kil, kaolin, kuvars, feldispat ve kalker benzeri seramik maddelerin çeşitli oranlarda karışımından oluşur. kil,kaolin,kuvars ve feldispat seramik değildir bu yüzden ‘benzeri seramik maddeler’ tabiri doğru değildir
Fayans Tarihi
İlk fayans doğu ülkelerinde 8’nci yüzyıldan itibaren bilinmektedir. Bu sır Araplar aracılığıyla Sicilya’ya ve İspanya’ya geçti. Daha sonra bu bölgelerden İtalya ve Fransa doğru ilerleme gösterdi.

Fayans Yapılışı
Kil, kaolin, kuvars, feldispatve kalker benzeri seramik maddeler belirli oranlarda karıştırıkarak özel kalıplarda sıkıştırılır. Sıkıştırılara biçimlendirme işlemi sonrasında 900°C’nin üzerinde bir sıcaklıkta pişirilir. Bu şekilde bir yüzü sırlı diğer yüzü gözenekli bir yapı elde edilir. Fayans önce sırsız sonera sırlı olmak üzere iki defa fırınlanır.

Karo Fayans
Banyo mutfak gibi ıslak zeminlerde duvar ve tezgahları kaplama gereci olarak kullanılır.

Fayans Standartları
Kare ve dikdörtegen çeşitleri vardır. TS 202’ye göre 150*150*5,5 mm yada150*50*5,5 mmdir

Fayans Çeşitleri
Döşeme yerlerine göre sınıflandırılırlar.

Ortaya döşenen Fayan
Kenara döşenen(terminezon) fayans
Köşeye döşenen(çift terminezon) fayans.

Biz Fayans üreticisi değil Fayans uygulayıcısıyız.İşlerinizle ilgili fiyat alabilirsiniz.

Fayans Yenileme

Eskiyen fayans kareleri,seramikleri yenilemek sizi oldukça yüksek masraftan kurtarabilir.Öncelikle fayans yaptırıken mutlaka bir kutu yedeğiniz olsun.Bir gün lazım olacaktır.Şayet yedeğiniz yoksa benzeri arayın,yine sonuç alamazssanız bizde yardımcı oluruz.Bu yazı eskiyen yada kırılan kareleri nasıl değiştireceğinizi anlatmaktadır.Buyurun.

Fayansları zaman kaybetmeden ve pratik bir şekilde yenilemenin farklı yolları var. Eğer tüm seramiklerinizin rengini değiştirmek istiyorsanız profesyonel boya malzemesi satan nalbur ya da boyacılardan satın alacağınız epoksi esaslı astar boyası, poliüretan vernik cila (özellikle seramikleri boyamak için çok uygundur ancak bulamazsanız lavabo cilası da bu iş için kullanılabilir), samur tüylü rulo fırça ve bir çift düz fırça ile işe başlayabilirsiniz.

Yapmanız gereken seramik yüzeyini iyice temizlemek. Bunun için özel kir çözücü kimyasallar da kullanabilirsiniz. Daha sonra birkaç yaratıcı dokunuşla dilediğiniz deseni uygulayarak görünüşü değiştirebilirsiniz. Ancak bu tarz uygulamalarda en garantili yöntem derzler dahil tüm yüzeyi tek renge boyamaktır. Bunu yapmak istemiyorsanız derzleri kağıt bantla kaplayarak mevcut rengini koruyabilirsiniz.

Eğer seramikler yerine sadece derz rengini değiştirmek istiyorsanız bunun için piyasada pek çok seçenek var. Örneğin Kalekim\’in Fugaflex silikon esaslı renkli derz dolguları küf ve yosun önleyici özelliğe sahip ve zor kirlenip kolayca temizlenebiliyor. Ultraflex derz dolgusunda ise antibakteriyel özelliğin yanı sıra pek çok farklı ton alternatifi de mevcut.

Uygulaması da oldukça kolay. Yapmanız gereken, tüm yüzeye yaymak ve kurumasını beklemek. Daha sonra nemli bir süngerle seramikleri temizlemeniz yeterli. Tüm yüzey ve derzler yerine daha dekoratif bir uygulama yapmayı tercih ediyorsanız stencil uygulaması tam size göre. Deseni uygulamak istediğiniz bölümü belirleyerek stencil şablonunu seramik yüzeyine sabitleyip, astar ve renkli verniklerle desenleri boyayabilirsiniz.

Tüm bu işlemlerin maliyeti boyayacağınız yüzeye göre değişir. Kendiniz uğraşmak yerine boyacıya badana yaptırmak isterseniz bunun maliyeti 10 metrekarelik bir alan için 400 YTL-450 YTL arasında değişiyor. Ayrıca bu işlem yaklaşık iki buçuk-üç gününüzü alabilir. Üstelik bu tarz bir çözüm duvarlar için uygun ancak zemin için fazla dayanıklı değil.

Alternatif öneriler
Duvar ve zemin seramiklerinin üzerini kaplamak için farklı çözümlerde mevcut. Eğer oturduğunuz ev kira değilse:

# Hem zemini, hem de duvarları laminat kaplayabilirsiniz. Üstelik uygulaması da çok kolay ve oldukça uzun süre dayanabiliyor.
# Linoleum ya da PVC kaplamalar da seçenekler arasında. Hızlı ve zahmetsizce uygulanabiliyor. Özellikle kirada oturuyorsanız çok kullanışlı bir çözüm.
# Daha dekoratif ve yaratıcı olmak istiyorsanız seramik yüzeylere uygulanabilen akrilik boyalarla desen çalışmaları da yapabilirsiniz.

Stüdyo Daireler İçin Dekorasyon Fikirleri

Geniş bir evden Stüdyo daire dekorasyonu daha az malietli gibi görünsede yapacağınız işlemlere göre değişir.Buyurun o yazı..’Stüdyo daire’ olarak tanımlanan küçük evler, doğru şekilde dekore edildiğinde son derece fonksiyonel hale gelebilir. Bunun için duvara monte masalar, katlanan sandalyeler ve bazalı yataklar seçebilirsiniz.
Eğer küçük bir eve sığmaya çalışıyorsanız, bazı akıllı adımlarla kendinize ferah ve işlevsel bir mekan yaratabilirsiniz.
işte bunun için yapmanız gerekenler:* Mobilyalar önemlidir. Az mobilya ile çok fonksiyon sağlamak gerekir. Asansörlü sehpalar, açılıp yatak olan kanepe ya da koltuklar az yer kaplar, çok fonksiyon sağlar.
* Mekandan maksimum faydalanabilmek için ısı tesisatı, mümkünse alttan ısınma şeklinde olabilir ya da radyatörler paneller ile kapatılır. Böylece üstleri raf gibi kullanılabilir.* Açık renkleri tercih etmek ortamı daha geniş gösterir.
* Karışık ve iri desenli döşemelik ya da perdelik kumaşlardan uzak durmak gerekir.* Mümkünse gereksiz duvarları ortadan kaldırabilirsiniz. Mesela mutfak küçük ise duvarları yıkılıp, salona dahil edilebilir.* Tüm nişlerden, boşluklardan faydalanarak onları dolap ya da rafa dönüştürebilirsiniz.

RAFLAR YER KAZANDIRIR
* İç içe geçen ya da katlanan sandalyeler seçerek, kullanılmadığı zamanlarda onları ortadan kaldırabilirsiniz.
* Banyoda lavabo altlarındaki boşlukları, dolap haline getirerek değerlendirebilirsiniz.
* Yatağı sandıklı baza olarak seçebilir ya da altına depolama birimleri yerleştirerek yorgan, battaniye ya da kışlık giysiler gibi bazı şeyleri ortadan yok edebilirsiniz.
* Puf ya da kanepe seçerken içlerinde depolama alanı olanlarını tercih edebilirsiniz.
* Duvarları raflarla kullanılır hale getirebilirsiniz.
* Küçük mekanda az ama büyük ebatta mobilyalar kullanmak, ortamı ferah gösterebilir.
* Zeminde tek bir malzemeyle daha geniş bir görünüm sağlanabilir. Banyo ve mutfak gibi bölümlerde kullanılan seramikleri daha küçük ebatlı parçalarla döşemek daha uygun olur.

Lokal aydınlatma farklı kılar
Stüdyo daire sahibi Y. Mimar Selma An’dan öneriler: “Küçük mekanlarda mutfak, ya dolap şeklinde ya da açık bir tezgâh olarak, fazla yer kaplamayacak şekilde tasarlanmalıdır. Yaşam alanı aynı zamanda yemek alanıdır. Bu yüzden mobilyalar çok fonksiyonlu olmalıdır. Örneğin, ortaya öyle bir sehpa koymalısınız ki, aynı zamanda üzerinde yemek de yenebilsin…

YATAK ÖNEMLİ
Yatağınız, yaşam alanını daraltmayacak şekilde olmalıdır. Eğer tavan yüksekliği uygunsa asma kat yapabilirsiniz. Ya da yatağı bir niş içine yerleştirebilirsiniz. Bunlar olamıyorsa, duvara gizlenebilen, yani katlanabilen bir mobilya ya da açılınca yatak olabilen büyükçe bir kanepe de seçebilirsiniz. Çalışma mekanı için masa yerine duvara monte edilmiş, 60 cm eninde 80 cm yüksekliğinde bir tezgâh yapılabilir. Ne kadar uzun olsa o kadar çalışma alanı sağlanmış demektir.

AÇIK RENKLER…
Stüdyo dairelerde kullanılan renkler de çok önemlidir. Açık pastel renkler mekanı geniş ve ferah gösterir. Aydınlatma da, en az renkler kadar önemlidir. Değişik ve lokal aydınlatmalar mekanda çeşitlilik hissi uyandırır. Çalışma köşesinde bir aydınlatma, oturma köşesinde ayrı bir aydınlatma, oturduğunuz kanepe yanında bir lambader; tek mekanda farklı kullanım şekilleri yaratarak ferahlık ve genişlik hissi verecektir. Ayrı ayrı aydınlattığınız her yer farklı karakter olarak karşınıza çıkacaktır.”

MutfakÇamaşır makinesi mutfağa…
Stüdyo dairelerin mimarlarından Zerrin Özcan, küçük mekanlar için tüyolar verdi: “Stüdyo dairelerde hem mobilyalarda hem de alanlarda maksimum kullanım hedeflenmelidir. Mobilyaların çok fonksiyonlu olması tercih edilir. Salondaki kanepenin yeri geldiğinde yatağa dönüşebilmesi gibi…

Mutfaklar genellikle açık mutfaktır. Dolayısıyla büyük fırınlar ve ocaklardan ziyade ankastre mini fırın, mikrodalga fırın ve set üstü ikili ocak kullanılmalıdır. Salon oturma kısmı ile mutfak, bir tezgâh masa ile birbirinden ayrılabilir. Böylece yemek masasının kaplayacağı alandan kazanılmış olur. Genellikle banyolar da minimum ölçüde olacağından çamaşır makinesi mutfak tezgâhının altına konabilir. Eşyalar fazla büyük seçilmemelidir. Gardırop alırken; hem çekmeceli, hem raflı, hem de askılı modeller tercih edilirse, ikinci bir şifonyere ihtiyaç duyulmaz.

Küçük Mekanlarda Dekorasyon

Maliyetinin tüm ev dekorasyonuna göre daha az olacağını düşündüğümüz küçük odalarınıza özel dekorasyon dikkatli uygulanırsa iyi sonuçlar ortaya çıkabilir.Buyurun konuyla ilgili yazı. Evinizin oldukça küçük ve kullanışsız olduğunu mu düşünüyorsunuz? Küçük bir eve sahip olan ve küçük odaları nasıl dekore edeceğini merak edenlere oldukça kullanışlı öneriler…

Sahip olduğunuz alandan iyi faydalanın
Küçük bir evde, önemli olan sahip olduğunuz alanı en iyi ve faydalı şekilde kullanmaktır. Her girintiyi, her çıkıntıyı kendi lehinize çevirin. Mobilyalarınızı bir değil çok amaçlı olanlardan seçmeye bakın. Bir kısım alanın birden fazla işe yaramasını istiyorsanız, büyük parça mobilyaları küçük parçalarla tamamlayıp daha fonksiyonel bir alan yaratabilirsiniz. Mesela, misafirlerinizi yuvarlak bir masa etrafında ağırlayacaksanız, kullanılmadığı zamanlarda küçültülebilip bir konsol görevi de görebilecek bir yemek odası takımı alın. Aynı şekilde katlanabilen sandalyeleri tercih ederek, ekstraları dolap içlerinde veya balkonunuzda saklayabilirsiniz.

Sadece yeriniz sınırlı olduğu için, o yeri küçük mobilyalarla doldurmak zorunda hissetmeyin. Onun yerine, daha büyük ama az sayıda parça ile çok daha lüks bir alan yaratabilirsiniz. Sadce oda daha iyi görünmekle kalmayacak, aynı zamanda gözünüze daha da rahat ve büyük görünecektir. Örneğin, orta boy bir koltuk, birkaç küçük tek kişilik koltuktan daha iyi duracaktır.

Bedene göre giydirmek
Küçük odalara sahip olmanın en güzel yanı daha küçük duvar alanlarına sahip olmak, dolayısıyla daha uygun bir bütçe ile o alanı hoş gösterebilmektir. Neden kendinizi güzel bir duvar kâğıdı ile şımartmıyorsunuz? İri desenli bir duvar kâğıdı ufak bir odada son derece güzel duracaktır. Yalnız mümkün olduğu kadar bol ışık almasına dikkat edin. Daha minik ve karışık desenler odayı dağınık ve kalabalık gösterecektir.

Sanat eserleri her oda için en güzel dekorasyon malzemeleridir. Fakat küçük bir oda için bu gibi tablo ve heykelcikler daha önemlidir. Çünkü odaya girince göze çarpan en güzel eşya o olacağı için odaya bir derinlik ve başkalık verir.

Bir duvara monte edeceğiniz büyükçe bir ayna odanın geri kalanını yansıtacağı için derinlik verir. Eğer odada bir şömine varsa ayna için en uygun yer bu şöminenin üstüdür. Eğer pencere güzel bir yeşilliğe bakıyorsa tam karşıdaki duvara ayna koyarak yeşilliği odanın içine de çekebilirsiniz.

Kişisel hazinelerinize gelince, (özel günlerde çekilen fotoğraflarınız, topladığınız minik biblolar, koleksiyonlarınız) hepsini bir arada tutmanız gerekmektedir. Bu gibi minik objeleri değişik raflara yaymak odayı olduğundan kalabalık ve karmaşık gösterecektir.

Unutmayın, ne olursa olsun, odanızın en büyük süsü pencereniz ve dolayısıyla dışarıdaki manzaradır. Eğer çok gürültülü komşulara sahip değilseniz, gün için açık tutabileceğiniz hafif perdeler ya da storlar tercih edin. Ayrıca, perdelerin bağlandığı fiyonklar, püsküller ve saçaklardan uzak durun. Bu gibi aksesuarlar sadece büyük mekânlarda güzel durur, küçük odaları salaş gösterir. Buna ek olarak, iri desenleri denemekten korkmayın. Küçük desen dikkati odanın küçüklüğüne çeker, iri desen; özellikle de perdede kullanılmışsa dikkati pencereye ve kendine çekeceği için odanın boyutunu gizler.

Mutfaksız Ev Dekorasyonu

Olurmu demeyin! Elbette oluyor.Evlerin fiyatları artınca daha iyi nasıl kullanılır düşüncesi insanlara daha yeni fikirler veriyor.Modern hayatın koşturmacasına, “yanlızlık ve üşengeçlik” de eklenince yeni bir yaşam trendi doğdu!İşde o Yazı..
Yeni Aktüel dergisinin derlediği habere göre, İngiltere, ABD ve Avrupa’nın birçok yerinde yayılan “mutfaksız yaşam” trendi artık ülkemizde de görülüyor. Yemek yapmaya zaman bulamayan veya yemek yapmaktan hoşlanmayanlar, mutfaktan çıkmak yerine, mutfağı evlerinden çıkarıyor. Mutfakçık diyebileceğimiz “kitchenette” adı verilen mutfaklar da bu modanın ilk öncüleri.
Nohut oda bakla sofa” bir evim var; tam tamına 50 metrekare. Neredeyse 30 yıllık bir daire burası. Küçüklüğüne rağmen kullanışlı hâle getirmek için epey elden geçmesi gerekmişti. Tel dolap ve evyeden ibaret olan mutfağı sil baştan yenilerken, koridora açılan duvarını da yıktırmıştım. Şimdi küçücük evimin ferah bir mutfağı var. Duvarla birlikte kapı da ortadan kalktığı için pişen her yemeğin kokusu evin tamamını sarıyor. Tam da bu nedenle seviyorum mutfağımı, evimin yaşadığını hissettiriyor bana.

Evin kalbi diye tanımlanan mutfağın hayatımızdaki önemi malûm. Günümüzde televizyon ve oturma grupları mutfak ekipmanları arasında sayılıyor. Hatta iki oda bir salon yerine “iki oda bir mutfak” diyebileceğimiz açık mutfaklı geniş evler rağbet görüyor.

Mutfağın işlevini ve tarihini anlatmak için ateşin bulunduğu çağa dönmeyeceğim ama artık bambaşka bir çağda yaşıyoruz ve ihtiyaçlar değişiyor. Geniş mutfak isteyenler gibi evinde neredeyse hiç mutfak istemeyenler de var. Konut firmalarının çalışan çiftler ya da yalnız yaşayanlar için projelendirdiği stüdyo daireler bu ihtiyacı karşılıyor. ABD, İngiltere ve Avrupa’nın birçok yerinde ise tamamen mutfaksız evler bulunuyor. New York’ta genellikle yalnız yaşayanların tercih ettiği “flat” denen stüdyo dairelerle “loft” diye tabir edilen geniş yaşam alanları bunlara en iyi örnek. Eski fabrika, depo itfaiye binası gibi endüstriyel yapıların elden geçirilip yaşam alanına dönüştürülmesine “loft” adı veriliyor. “Loft”lar tamamen açık planlı ve büyük bir kısmında mutfak bulunmuyor. Bir kısmında ise dolapların içine saklanarak gözlerden uzaklaştırılmış. Flat tipi daireleri ise nispeten düşük gelirli çalışanlar veya öğrenciler tercih ediyor. Küçük bir banyo ile yaşam ve uyuma alanlarının bulunduğu bu evlerin de mutfaksız olanları bulunuyor. Londra’da loft ve flat tipi dairelerin yanı sıra “bölünmüş binalar” la da karşılaşıyoruz. 18. yüzyılın sonları ile 20. yüzyıl başlarında inşa edilen, bizim, köşk, saray ya da malikâne diye adlandırdığımız 10 küsur odalı evler zaman içinde sahip değiştirince bölünüp küçük dairelere ayrılmış. Şimdi öğrencilere, yalnız yaşayanlara ya da küçük ailelere ev sahipliği yapıyorlar. Tabii mutfaksız olarak.

“Mutfaksız hayat olmaz”

Almanya’da 20. yüzyılın başlarında Frankfurter tarzı denen sosyal konutlar yapıldığını biliyoruz. Mutfağa sadece dört metrekare alan ayrılan evler bunlar. İki kişinin aynı anda hareket etmesine olanak tanımayan bu tarzın amacı kadının evin dışına çıkıp çalışmaya yönlendirilmesi olarak açıklanıyor. Tayland’da ise evlerin hiç mutfağı yok. Çünkü ülkenin geleneğinde evler mutfaksız, hatta evde tüp bulundurmak bile yasaklanmış. Tayland’da tüm yeme içme faaliyetleri ev dışında hallediliyor. Mutfaksız ev furyasından Fransa bile nasibini almış; “mutfağı” ile ünlü ülkede emlakçılar bu tür evlere olan talebin arttığını söylüyorlar.

Türkiye’deyse özellikle İstanbul’daki residance’larda “kitchenette” adı verilen minik mutfaklarla sık karşılaşılıyor artık. Bu mutfaklar oturma odasının bir köşesinde bazen başka bir odaya açılan kapı görünümünde, bazen de kitaplığın devamı gibi duruyor. Kapakları açtığınız da ise karşınıza küçük bir evye, birkaç bardak, su ısıtıcısı ve mini bir buzdolabı çıkıyor. Dekoratörler mini mutfakları gözlerden uzaklaştırmak için birbirinden şık tasarımlar yaparken mimarların mutfaklarda yaşanan değişime bakışı ise biraz farklı. Örneğin müzisyen mimar Nejat Yavaşoğulları tamamen mutfaksız ev olamayacağı görüşünde. “Mutfak yoksa muhakkak onun yerini dolduracak bir şey vardır. Tamamen mutfaksız hayat olmaz. Buzdolabı, bardak, fincan, onları yıkamak için bir evye… Ağır yemek pişirmeyebilirsiniz, koca koca davlumbazlarınız olmaz ama küçük bir mutfak düzeni kurulabilir. Mutfak bir evin en karakteristik özelliğidir, bekâr da olsanız icap ettiği vakit bir şeyler pişirirsiniz. Mutfak günümüzde çok abartılı hâle geldi. 7–8 bin liradan başlayıp 100 bin liraya kadar ulaşan fiyatlarla mutfak yaptırıyor insanlar. Eskiden böyle değildi, şimdi mutfaklar güzelleşti, standartları yükseldi ama abartıldı. Belli bir noktadan sonrası gereksiz, içinde çalışanı da yoran mutfaklar onlar. Ev dediğiniz, yatacak yer, oturacak yer, besleneceğiniz yerlerin bütünüdür” diyor.

Mutfaksız evler
Home Art dergisinin Kasım sayısı için hazırlanan “Stüdyo Daireler” dosyasında fotoğraflanan bu evin mutfağı Kitchenette tarzına iyi bir örnek. Ev sahibesi oturma odasının köşesindeki küçücük bir alanı dekoratif kapılar ardına saklayarak hem mutfak ihtiyacını çözmüş hem de gözlerden uzaklaştırmış.

Aile birliğinin ocağın tütmesiyle ilişkilendirildiği Türkiye’de –henüzmutfaksız evler inşa edilmese de bu alanı hayatından çıkaranlara rastlamak mümkün. Hatta birkaçını yakından tanıyorum. Fotoğrafçı arkadaşım Nalan mutfaksız yaşayanlardan. Karanlık oda olarak kullandığı mutfak onun için artık sadece çalışma alanı. Ünlü söz yazarı Aysel Gürel’le veya yakınları ile yapılan söyleşilerden de, hatırımızda mutfak kullanmadığı kalmış. Aysel Gürel uzun yıllar mutfağını kullanmamış, daha doğrusu yemek pişirmek için kullanmamış. Mutfak dolaplarının kapakları şarkı sözleri için not defteri görevi üstlenmiş.

Mutfaksiz evler
Gümüşsuyu Cheya Residences

Mutfağı hayatınızdan çıkarmak isteyince o alanı başka türlü kullanabiliyorsunuz. Ama Amerikan mutfak dediğimiz açık mutfaklar için yapılabilecek fazla bir şey yok. Şık bir residance’ın stüdyo dairesinde ikamet eden Metin Bekar açık mutfağından rahatsız: “Mutfağı bulunmayan bir evde oturmayı tercih ederdim. Mutfağı hiç kullanmıyorum, evyeyi bile!” diyor. Metin Bekar ile dışarıda yemek yerken konuşuyoruz: “Üşengeç bir adamım, yemek pişirmeyi becerebilirim elbette, ama tercih etmiyorum. Çünkü mesele yemeği yapmakla bitmiyor, alışverişi var, hazırlığı var, bulaşığı var ve tüm bunlar zaman alıyor. Dışarıda yemek çok daha pratik bir şey. Benim buzdolabımın dışı içinden daha kalabalık mesela: İçinde sadece içecekler dururken dışında birçok restoranın magneti duruyor. Akşam 7’de işten çıkıp o yorgunlukla evde yemekle uğraşmak istemiyorum. Kendime kalan kısıtlı zamanı başka türlü değerlendirmeliyim. Mesele karın doyurmaksa bunun birçok yolu var, dışarı çıkabilirim, internetten dilediğimi sipariş verebilirim” diye anlatıyor. Mutfak dolaplarında sadece birkaç bardak bulunan Bekar’a göre mutfak ekipmanları da gereksiz.

“Bir tuşla istediğim siparişi veriyorum”

Yemek pişirmek kadının geleneksel bir faaliyeti olduğu için mutfağı hayatından çıkaranların büyük çoğunluğu erkekler. 28 yaşındaki broker Yavuz da mutfaksız yaşayanlardan. Açık mutfaklı stüdyo dairesini dekore ederken mutfak ekipmanlarına yer ayırmamış. Bir köşeye yerleştirdiği minik buzdolabı ve onun üzerindeki su ısıtıcısı ile tüm ihtiyaçlarını karşılıyor. “Yemek çok keyifli ama neden hazırlama ya da pişirme sürecine dahil olayım ki! Bir telefonla veya birkaç tuşa basarak istediğim siparişi veriyorum” diyor.

Mini mutfaklar
Zorunlu ihtiyaçları karşılamaya yönelik tasarlanan mini mutfaklar sürgü ya da stor kapakları kapatıldığında dekoratif bir dolap izlenimi veriyor.

Ülkemizde yalnız yaşayanlar, öğrenciler ve gençlerin tercih ettiği mutfaksız yaşamı dünyada ailece sürdürenler var ve sayıları da hızla artıyor. Ünlü televizyon eleştirmeni Yüksel Aytuğ, geçen hafta bir yemek programı ile ilgili yazısında Londra’daki mutfaksız evlerden bahsediyordu. Ailesinin bir kısmı Londra’da yaşayan Yüksel Aytuğ gözlemlerini “İngiltere’de özellikle Londra’da yeme içme alışkanlıkları Avrupa’dan çok farklı. İnsanlar evlerinde mutfak olsa bile dışarıda yeme eğilimindeler. Londra’da birçok mutfaksız daire gördüm. Buralarda yaşayanlar genellikle yoğun çalışan insanlar. Günümüz koşullarında zaman çok kıymetli ve kimse taze fasulye ayıklayarak vakit kaybetmek istemiyor. Oturduğu yerden birkaç tuşa basıp internet üzerinden dilediği yemeği sipariş eden insanlar işlerine daha fazla zaman ayırabiliyor” diye aktarıyor.

Yalnız yaşadığı ve mesai saati belirsiz zaman dilimlerinde çalıştığı halde mutfağından vazgeçmeyenler de var tabii. 29 yaşındaki Ekin’e “Yalnız yaşıyorsun, yemek pişirdiğini de biliyorum ama belki çevrende mutfaksız yaşayan arkadaşların vardır” diyerek haberime destek arıyorum. Ekin “Mutfağı olmayan ev olur mu? Zaten benim yemek pişirmeyen insanlarla işim olmaz. Yemeğin hazırlığı ve pişirme süreci çok keyifli. Ardından kendi kurduğun sofrada yapılan muhabbetler var ki hiçbir şeye değişmem. Böyle bir zevk başka nerede var?” diyor.

Kısacası mutfağın varlığı yaşam tarzı ve alışkanlıklarla ilintili olduğu için hayatımızda önemli bir yer tutuyor. Bu yerin ev sınırları dışına çıkması ise şimdilik pek mümkün görünmüyor…

Merve Yöneyman“Mutfaksız ev sadece bir lüks!”

Merve Yöneyman / Mimar

“Günümüzde, tüm dünyada, özellikle büyük şehirlerde yaşam şekli eskisine göre bir hayli farklı. Yaşam alanları minimum ve maksimum uçlarda seyrediyor. Büyük malikâneler daha da büyük ve gösterişli, küçük evler ve daireler ise neredeyse otel odası kadar oldu. Birkaç senedir tüm dünyada bu konuda birçok araştırma yapılıyor, insanların sorunsuz bir hayat için ihtiyaçları olan metrekareler ve yaşam bölümleri ülkeden ülkeye, kültürden kültüre fark etse de herkesin buluştuğu birtakım ortak noktalar var. Mesela, metropollerde artık mimari yatay değil, dikey olarak gelişiyor. İstanbul’da yaşayan biri olarak, ‘residence yaşamı’ konseptiyle iç içe olmamak imkânsız. Günümüzde hızlı yaşam temposu sebebiyle insanlar kendine vakit ayıramıyor. Artık evlerde küvet bile çok fazla yok, çünkü kullanılamıyor, öyle bir zamanımız yok. Kendimize ayırabildiğimiz vakitleri, şahsi uğraşılarımızla değerlendiriyoruz. Hayat akışı böyleyken, tam teşekküllü mutfaklara da ihtiyaç duyulmuyor. Özellikle bekâr kişilerin yaşamı, sabah kettle’da ısıtılan suyla kahve yapmaktan ve akşamları buzdolabından çıkardığı bir biradan çok da öteye gitmiyor. Çünkü sıcacık yemeğiniz kapınıza bir telefon ve hatta telefonda konuşmak istemezseniz web’den bir tık’la geliyor. Mutfaklar bu yüzden artık kitchenette şeklinde, otel odası mutfağı yani. Aslında mutfak tamamen kullanıcıya göre şekillenmeli. Ben, tost makinem, kettle’ım ve bulaşık makinem olduğu sürece herhangi bir sıkıntı çekmem ve bunların hiçbiri evde ayrı bir mutfak olmasını gerektirmiyor. Mutfaksız ev, yemek yapmayı sevenler için kâbus gibi görünse de dışarıdan yemek söylemeye veya dışarıda yemek yemeye alışık insanlar için sadece bir lüks. Jakuzi gibi…

Pembe Rengin Cazibesi

Şeker pembe son zamanlarda oldukça yoğun ilgi görmekte bu yüzden sitemizde bu konuyla ilgili bir yazıyı paylaşmayı uygun bulduk.Bu rengin tercih nedenlerini bu yazıla öğrenebilirsiniz.Ev dekorasyonunda özellikle istenen ayrıntılara dikkat çekmek için kullanılan fuşya rengi, artık mekân gözetmeden her yerde kullanılıyor. Hem de çok cesurca…
Evler artık eskisi gibi sadece kahve ve bej tonlarının mesken tuttuğu alanlar değil. Hazır giyim modasını hemen arkasından takip eden ev dekorasyonu, renklere kapılarını çoktan açtı. Ancak bir renk var ki özellikle kadınlar ondan gözlerini alamıyor: Fuşyadan bahsediyorum. Aydınlatmada, banyoda, yatak odasında ya da mutfakta ev hanımlarının cesurca özellikle ayrıntılarda kullanmaktan hoşlandığı fuşyayı hayatına dahil etmeyenler için birkaç küçük örnek hazırladık…

Banyoya hareket geldi
Banyolar da renkleri sevdi denebilir. Hala beyaz ve toprak tonları banyoların vazgeçilmezleri olsa da beyazla fuşyanın uyumu da hiç fena sayılmaz. ArtCeram of Italy’nin satışa sunduğu bu banyo takımı da söylediğimizin kanıtı niteliğinde.

Yatak odasına canlı dokunuş
Stanislav Katz için fuşya vazgeçilmez. Tasarımcının ortaya koyduğu MDF komidin, geometrik görünümüyle de kendine hayran bırakıyor.

Baktığın her yerde…
Led zeplinlerden yola çıkan Stanislav Katz, duvar üzerinde çalıştığı dört farklı renkteki apliklerde fuşyayı yine öne çıkarmış.

Tavandan sarkan göz alıcı ışıltı
Tavandan odanın ortasına doğru sarkan rengarenk bir avizede ilk göze çarpan renk hangisi olur dersiniz tabii ki fuşya.

Ben burdayım…
Kitap okurken eğer hayatınızda fuşya varsa fark edilmek ne kadar zor olabilir ki… Stanislav Katz’ın tasarladığı kitaplık araya koyulan kitap okuma alanıyla hem okuyana hem de bulunduğu mekâna ayrı bir hava katıyor.

Yatak Odası Dekorasyon Fikirleri

Her sabah yatak keyfi yapanlar inceden tüm tavanı,duvarı vb.. alanları süzerler.Sürekli akıllarında bazı hatalar yer etsede çözüm bulamazlar.Bu yüzden dekorasyon esnasında mutlaka bu anı düşünerek hareket etmekte fayda var.Buyurun ilgili yazı. Yatak odası, davetkâr, lüks görünümlü ve gündelik hayattan çok farklı bir konsepte sahip olmalıdır. Odanızı dekore ederken akıllı davranın. Rüya gibi bir yatak odası için tavsiyelerimiz bu yazıda…
Yatak odası dekore etmenin temel kuralları
Her şeyden önce, satın alabileceğiniz en rahat yatağı alın ve bunun için kesenin ağzını açmaktan çekinmeyin. Yatağın kendisi odanın en önemli eşyasıdır. Emin olun bunun için sonra kendinize teşekkür edeceksiniz. Yatağı almadan önce mutlaka test edin. Yatak mağazalarındaki satış asistanları size hangi yatağın daha uygun olduğuyla ilgili tavsiyeler vereceklerdir. En rahatını bulanan kadar hepsini denemeyi ihmal etmeyin.

En iyi yatak (ve tabii ki de en pahalısı) yanınızda partnerinizin hareketlerini size hissettirmeyen yataktır. Bu yüzden ikiniz beraber yatak alışverişine çıkın ve birlikte deneyin.

Yatağınız aldıktan sonra, ikinci düşünmeniz gereken kısım yastık ve yorganınızdır. Tıpkı yatak gibi, bunlarda da çok fazla çeşit vardır ; alerji yapmayanlar, sentetikler, lüks kaz tüyü olanlar… Bir sürü rahat ve üst üste konulmuş yumuşacık yastıklar kış geceleri odanızı bir saraya çevirebilir.

Eğer dikkatli arasanız bazı mağazalarda çok kaliteli ve uygun fiyata çok güzel çarşaf takımlarına denk gelebilirsiniz. Klasik seçim bembeyaz olanları almak olacaktır. Fakat bunu çeşitli renkler ve değişik dokuda kumaşlar ile değiştirebilirsiniz.

Yatak odaları duygusal mekânlardır. Bu yüzden seçilen kumaşların rengi ve yumuşaklığı önemlidir. En güzel parça yatağınızın ayakucuna atacağınız kaşmir bir battaniye olabilir. Hem çok şık duracak hem de iyi bir öğleden sonra kestirmesi yapmak isterseniz sizi sıcacık saracak olan bu ayrıntı en çok kış sabahları işinize yarar. Tabi daha ucuz bir alternatifi olan yün bir şık battaniyeyi de tercih edebilirsiniz.

Romantik düşünün
Bazıları için, lüksün ve romantizmin eş anlamı dört tarafından sütunlar çıkan tül perdelerle kaplanmış bir yataktır. Unutmayın, bu tip bir yatak odası için metrelerce kumaş almak zorunda kalabilirsiniz. Tabi sonuç her zaman mükemmel olur.

Dört sütunlu yatağın alternatifi yatak başının tepesine denk gelen iki sütunlu ve cibinlikli yataklardır. Bu minik “çatı” sadece sizin baş kısmınızın üzerini kapatır ve oldukça lüks gözükür.

Rüya gibi bir yatak odası için
# Yatak odanızın duvarları yüksek ise yerlere kadar değen, hatta fazla kısmı yerde toplanan bir perde seçerek odaya sıcacık ve lüks bir hava verebilirisiniz.
# Eğer yeriniz varsa, yatak odasının içinde mini bir oturma odası yaratarak kitap okuma ve telefonla konuşma alanı yapabilirsiniz. Tek ihtiyacınız olan rahat bir tekli koltuk ve minik bir sehpa. Tabi eğer odada bir de şömine varsa çok şanslısınız.
# Bir tepe ışığının yanında güzel bir hava yaratmak için yatağın kenarına koyacağınız bir gece lambası mutlaka olmalıdır.
# Yerlere ne koyacağınızı dikkatlice düşünün. Halı, yatak odaları için iyi bir seçimdir çünkü hem sıcaklık hem yorgun ayaklara rahat bir hava verir. Eğer yatak odasının yerleri sert tahtadan veya parke ise, en azından yatağın kenarına bir kilim veya halı atarak sabah kalktığınızda adımlarınızı ilk attığınız yerin rahat olmasını sağlayabilirsiniz.